Bir zamanlar bir yarışma vardı… Doğru mu, Yanlış mı? Tüm dikkatimizle soruyu dinler ve Doğru… yanlış… diye yarışmacıdan önce cevaplamaya çalışırdık.. Doğru… Nedir doğru… Çoğunluğun kural olarak kabul ettiği mi? Yokda bilim adamlarının inkarı mümkün olmayacak şekilde ispatladıkları mı? Ya size bir arkadaşınız bu davranışın doğru değil derse… İspatını isteyecek misiniz? Peki ya o nasıl ispat edecek doğru olduğunu? Ya size herkez öyle düşünüyor senin yaptığın yanlış derse? Ve siz onların tümünün yanlış düşündüğüne inanıyorsanız.. Ve doğrular yıllarla değişiyorsa… Gençliğinizde doğru diye öğretilenler bugün yanlış olarak kabul ediliyorsa…
İşte o “Doğru mu Yanlış mı?” yarışmasının yarışmacısı gibi cevap aramakla geçiyorsa ömrünüz ve cevap siz bulana kadar değişiyorsa ve siz cevaba ulaşamadan elinizdeki soru da kayboluyorsa…
O zaman doğru zaman gelmiş demektir… Sıra şimdi sizde doruyu ve yanlışı tanımlama sırası sizde demektir. Artık siz doğruyu bulup onu kabul etmek zorundasınız demektir. Bu zoundalık sizin kendi kendinize, tek başınıza ve tüm diğer doğrulara rağmen bulmanız, haykırmanız ve en sonunda da kabul etmeniz gereken doğrudur.
Yarın… Tabii yarın bu doğru artık doğru olmayabilir ama bugün onun doğru olduğunu kabul edip zevkine varmalısınız. Doğru mu Yanlış mı ?